İkna Edici Teknolojiye Geç Kalmayın

ikna edici teknoloji

Gelişen teknolojiyle birlikte gerek günlük hayatta gerekse de bilimsel alanda kullanılan olguların anlamları da değişime uğramaya başlamıştır. Teknolojik yenilikler insan hayatını kolaylaştırmanın yanı sıra, her geçen gün yenilenen ürünler, bu ürünleri kullanmak, yeniliğe uyum sağlamak gibi değişimleri de beraberinde getirmiştir. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda ikna kavramı içerisinde kullanılan yollar da teknolojiyle birlikte anlamı değiştirmiş ve yenilenmiştir.

İkna kavramı

Temelde, başkalarının kararlarını ve davranışlarını etkilemek için tasarlanmış insan iletişimi anlamına gelmektedir. İkna, bir sosyal etki şeklidir yani bir kişinin davranışının başkasının düşüncelerini veya eylemlerini değiştirdiği geniş bir süreçtir ve ikna çağdaş yaşamın her alanında bulunmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ve bilgisayarın kısıtlı bir kullanım alanından çıkıp her eve ve her hayata girmesiyle birlikte yeni bir ikna yolu ortaya çıkmıştır. Özellikle internetin de gelişmesiyle birlikte ikna, yüz yüze veya klasik medya araçları ile kişilerin fikir, davranış ve inançlarını değiştirmenin ötesinden yeni bir boyuta geçmiştir. İknanın teknoloji ile birleştiği bu yeni boyut eğitimden pazarlamaya, sağlıktan turizme kadar pek çok alanda insanların ikna edilmesini sağlamak için kullanılmaya başlanmıştır.

Teknolojik gelişmeler ve internetin de ortaya çıkmasıyla birlikte bilgisayarlar önceleri bilgi sistemi olarak, günümüze yaklaştıkça da iletişim sistemi olarak kullanılmaya başlanmıştır. İletişim sistemi olarak kullanılan bilgisayarlar, ikna edici iletişimin de etkisiyle birlikte ikna edici teknolojinin başlamasını ve devam etmesini, böylelikle ikna yollarının da değişip gelişmesini sağlamıştır.

İknanın bu gelişimiyle birlikte ikna türlerinde de bazı değişimler ortaya çıkmıştır. Literatürde insan-insan etkileşimi (kişilerarası ikna), insan-bilgisayar etkileşimi (bilgisayar aracılı ikna) ve bilgisayar destekli-insan (insan bilgisayar etkileşimiyle ikna) etkileşimi olan üç ikna aracı önerilmektedir:

Kişilerarası İkna

İki veya daha fazla insan birbiriyle etkileşime girdiğinde ortaya çıkan ikna türü olarak kabul edilmektedir. Kişilerarası iletişim, sözel ve sözel olmayan davranış biçimlerini, kişisel geri bildirimi, davranışın tutarlılığını ve diğer insanların tutumlarını ve/veya davranışlarını değiştirme niyetini içermektedir.

Bilgisayar Aracılığıyla İkna

İnsanlar aynı zamanda e-posta, anlık mesajlar veya diğer bilgisayar teknolojileri yoluyla başkalarını ikna edebilmektedir.

İnsan-Bilgisayar Etkileşimiyle İkna

Bu ikna türü diğer ikna türlerinden göre farklılık arz etmektedir. Çünkü ikna edici net olarak belli değildir. Bilgisayarların kendi niyetleri olmadığından, teknolojiyi yaratan, dağıtan veya benimseyen kişiler, birisinin tutum ve davranışlarını etkileme niyetine girmektedir. Bilgisayarların kendileri için hiçbir niyetleri yoktur ve kullanıcıyı ikna etme amacı dış kaynaklardan gelmektedir. Fogg’a göre bu kaynaklar ise içsel (endojen), dışsal (eksojen) ve kendiliğinden oluşan (otojen) olmak üzere üç kategoriye ayrılmaktadır. İç kaynaklı ya da içsel niyet, sistem tasarımcısından veya üreticisinden gelmekteyken, dışsal niyet, sistemin dağıtıcısından gelmektedir. Bir kişi, ikna etme niyetiyle bir bilgisayar teknolojisini başka birine verirse, bu, dışsal amaç kategorisine girmektedir. Okullar tarafından dağıtılan eğitim yazılımları dışsal amaca en uygun örneği oluşturmaktadır. Kendiliğinden oluşan niyet ise kullanıcının kendisinden gelmektedir. Bu noktada ise kullanıcının kilosunu dengelemek için kendi isteğiyle kullanmaya başladığı fitness eğitimi programları bu duruma iyi bir örnek oluşturmaktadır.

Bilgisayarların insanları ikna etme noktasında sahip olduğu altı avantaj vardır. Bunlar; bilgisayarların daha kalıcı olabilmesi, daha fazla anonimlik sunması, büyük miktarda konuyla ilgili verilere erişmeyi sağlaması, aynı anda birden fazla yöntem (veriler, grafikler, ses, video, animasyon, simülasyon veya hiper içerik), kullanması, kolayca ölçeklenebilmesi, bir ortama ikna edici veriyi yerleştirebilmesi veya her yerde bulunabilmesi olarak sıralanmaktadır.

Bireylerin ya da geleneksel kitle iletişim araçlarının dışında, gelişen bilgi iletişim teknolojileri, bilgisayarlar ve internet uygulamaları da kullanıcılara hem ticari hem de ticari olmayan amaçlarla belli bir tutum kazandırarak belli bir davranışa yönlendirmek üzere ikna etmeye çalışmaktadır. Çünkü teknoloji sıklıkla, insanların yaptıklarını veya düşündüklerini değiştirmeye yönelik belirli bilgilere dikkatlerini çekmek için tasarlanmaktadır. Bu ikna etme sürecinde de işin içine, teknolojinin de yardımıyla katılan ve insanları istenilen amaçlara yönlendiren yapay zeka ürünleri, sanal dünyalar, sosyal ağlar gibi bir çok teknolojik araçlarda katılmaktadır. Bu da ortaya ikna teknolojileri kavramını çıkarmaktadır.

CAPTOLOGY

Günümüzde ikna teknolojileri CAPTOLOGY (Computer As Persuasive Technology) kavramı adı verilen yeni bir disiplin çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu kavram ise ilk olarak 1997 yılında Amerika’da yapılan CHI (Conference on Human Factors in Computing Systems) Konferansı’nda katılımcıların anlaşmasıyla birlikte kabul edilmiştir. Bu kavramın öncesinde bilgisayarları sosyal aktör olarak kabul eden model (computers are social actors model-CASA) ile insanların sosyal olarak etkileşime geçtiği ve bilgisayarların davranışları değiştirmede ve yönlendirmede etkilerinin olduğu ortaya konmuştur. Captology kavramı bir nevi, CASA kavramının bir sonucu olarak oluşturulan interaktif bilgisayarların da katkısıyla ortaya çıkmıştır. Kavram üzerinde çalışan B.J. Fogg bu kavramın gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Kendisi ayrıca Stanford Üniversite’sinde ikna laboratuarları (Stanford Persuasive Tech Lab.) kurmuş ve ikna ile ilgili çalışmalarını bir süre daha burada devam ettirmiştir. Captology kavram olarak, insanları motive ya da ikna etmek amacıyla bilgisayarlar ve mobil teknolojiler üzerine yapılan (videolar, animasyonlar, oyunlar, sanal gerçeklikler, simülasyonlar gibi) çalışmalara genel olarak verilen addır ve daha çok ikna teknolojilerini inceleyen bilim dalı olarak kabul edilmektedir.

İkna edici teknoloji, insanların tutumlarını ve/veya davranışlarını değiştirmek amacıyla oluşturulan herhangi bir etkileşimli hesaplama ürünlerinin tasarımı, araştırması ve analizi olarak kabul edilmektedir. Ancak dikkat edilmesi gereken temel nokta buradaki iknada kesinlikle zorlama yapılmamaktadır. Kişiler kendi iradeleriyle ikna edici iletişime cevap vermektedir. İkna edici teknolojileri bilgisayarlar ve iknanın kesişim noktası olarak tanımlamak captology kavramını anlamayı kolaylaştırmaktadır.

şekil1:captologynin tanımlanması

Şekil 1. Capatolgy’nin tanımlanması

Şekil 1’de bu noktada bilgisayar ve ikna etme süreci arasındaki kesişimin nasıl olduğunu göstermekte ve aralarındaki ilişkileri anlama noktasında insanlara kolaylık sunmaktadır. Burada çizilen şekle, teknolojinin de gelişmesiyle birlikte hologramlar, dijital implantlar, sanal gerçeklik, robotlar, sosyal ağlar, yapay zeka gibi eklemeler yapmak mümkün hale gelmiştir.

İkna edici teknolojilerin biçimsel yapıları veya fiziksel şekilleri masaüstü tabanlı sistemler, yapay ortam tabanlı sistemler ve çevre tabanlı sistemler olmak üzere üç genel kategoriye ayrılabilmektedir:

Masaüstü Tabanlı Sistemler

Burada ikna edici teknolojiler etkili bir şekilde masaüstü bilgisayara bağlıdır, dolayısıyla iknanın yer ve zamanı kısıtlı bir Video oyunlar Avuçiçi bilgisayarlar CD-ROM PDA Egzersiz aletleri Temsilci (Web Ajanı) Davranış değişimi Motivasyon Dünya genelinde değişim Uyum Tavır değişimi şekilde ilerlemektedir. Örneğin, Dole gıda firması tarafından üretilen 5-A-Day Adventures multimedya programı çocuklara ABD Gıda ve İlaç İdaresi tarafından önerilen günlük meyve ve sebze porsiyonlarını yemeye teşvik etmek için animasyonlu karakterler, müzik ve oyunlar kullanmaktadır. Ancak bunu masaüstü bilgisayarlar aracılığıyla okul içerisinde yapmaktadır. Bu nedenle bu uygulama yer ve zaman açısından kısıtlılık arz etmektedir.

Yapay Ortam Tabanlı Sistemler

Bu şekildeki ikna edici teknolojiler genellikle taşınabilir olmakta ve birçok yerde iknayı gerçekleştirebilmektedir. ABD’de liselilere yönelik olan ve öğrencilerin ebeveynliğin zorluklarını bilgisayarlı bir bebek yardımıyla simüle etmelerini sağlayan “Baby Think It Over” uygulaması bu sisteme en uygun örnek olarak kabul edilmektedir. Programın amacı, öğrencilerin genç yaşta anne-baba olmalarından kaçınmalarını sağlamaktır. Bu teknoloji öğrencilere, ebeveynlik için acı verici gerçeklikte bir simülasyon sağlamaktadır. “Bebek” gece ve gündüz rastgele aralıklarla ağlamaya programlanmıştır ve 5 ila 15 dakika boyunca tutulduğu zaman, öğrencinin (ebeveyninin) bileğine bağlı bir anahtar, onu susturmaktadır. Baby Think It Over içindeki küçük bir bilgisayar, bebeğin ağlamaya veya diğer kötü muameleye karşı korunmasını sağlamak amacıyla bir öğretmen tarafından daha sonra analiz edilmektedir.

Çevre Tabanlı Sistemler

Bu sistemler insanların kullandıkları fiziksel alanlara uygulanmaktadır. Buradaki anahtar değer, o ortamdaki davranışların değiştirilmesini sağlamaktır. Örneğin, “Hijyen Muhafızı” uygulaması çalışanların el yıkama davranışını izlemek için restoran ve hastane çalışanlarının tuvaletlerinde bulunan ve güvenlik davranışlarını motive etmek için programlanan temsili bir teknolojidir. Her çalışanın bir rozeti bulunmakta ve banyoya yapılan herhangi bir gezi sırasında, çalışanın belirlenen minimum süre boyunca lavaboyu kullanması gerekmektedir. Böylelikle suyun ne kadar süre ile aktığı hesaplanarak merkezi bir sunucuya gönderilmektedir.

İkna Edici Teknolojinin Kullanım Alanları ve Örnekler

İkna teknolojileri şu anda hayatın her alanında, özellikle kurumların profesyonel hizmet sunumunda uygulanmaktadır. Çoğu şirket rakipleri karşısında bir avantaj elde etmek için bu teknolojiyi kullanmaktadır. Özellikle hizmet sektöründe müşteri memnuniyeti başarıyı belirlediği için, bu alanda müşterilerin etkileşimi son derece önem taşımaktadır. Bundan dolayı ikna teknolojilerinden bu alanlarda daha yoğun bir şekilde faydalanılmaktadır. Müşterilerle iletişimin devam etmesi, onların bağlılıklarının sağlanması, kaliteli hizmet sunmak, müşteriler hakkında özel bilgilere ulaşıp bunu şirket yararına kullanmak gibi pek çok alanda ikna teknolojileri kullanılmaktadır. Ayrıca ikna teknolojileri kapsamında faydalanılan etkileşimli sistemler, kurumsal ve devlet kampanyalarının yanı sıra kişisel sağlıktan güvenliğe, pazarlamadan çevre korumaya kadar birçok alanda kullanılmaktadır.

İkna edici sistemlerin uygulama alanları ticaret ve destek sistemleri olmak üzere iki yönde özetlenebilmektedir. Ticaret alanında ikna edici sistemlerin uygulanması noktasında e-ticaret siteleri iyi bir örnek olarak ortaya çıkmaktadır. Bu tür siteler genellikle kullanıcıları belirli ürünleri satın almaya ikna etmeye çalışmaktadır. İkna edici teknolojilerin tipik uygulama alanları, genel e-ticaret sistemlerinden son derece uzmanlaşmış uygulamalara kadar yayılmaktadır. E-ticarette en yaygın uygulama, kullanıcıyı ürünleri satın almaya ikna etmek için ikna edici teknolojiler kullanan web siteleri olarak kişilerin karşısına çıkmaktadır. Bu web sitelerinde kişilerin kendileri hakkında bilgi vermesi (örneğin bir hizmete kaydolurken) veya daha fazla zaman harcaması için (pazarlama olanaklarını arttırmak için) çeşitli ikna edici teknoloji tasarımları kullanılmaktadır.

İkna edici sistemlerin bir diğer uygulama alanı olan destek sistemleri, insan davranışlarını olumlu yönde değiştirmeye yönelik uygulama alanlarını içermektedir. Bu sistemler içerisinde havayı daha az kirletmek için yollar sunmak, kilo verme programları ya da egzersiz program uygulamaları sunmak, e-sağlık hizmetleri gibi pek çok uygulama alanı bulunmaktadır.

İkna teknolojileri özellikle çevresel olaylarla ilgili olarak da yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Ham, Midden ve Beute bunun etkinliğini kanıtlamak için bir çalışma yürütmüşlerdir. Bu çalışmada sanal bir çamaşır makinesinde çamaşır yıkama görevlerini yerine getirirken insanlara enerji korumaları hakkında geri bildirim (gülen yüz, somurtkan yüz kullanılarak) verilmiştir. İnsanların bu geri bildirimler sayesinde enerji tüketimlerini azaltma yoluna gittikleri görülmüştür. Aynı şekilde sanal ütü ve sanal elektrik süpürgesi kullanımlarında da enerji tüketimlerine göre geri bildirimler alınmıştır. Bir diğer araştırmada Comber ve Thieme yaptıkları deneysel çalışmalarında geri dönüşüm ve gıda atıklarının ayrıştırılması için BinCam isimli bir uygulama tasarlayarak, insanların geri dönüşüm davranışları konusunda farkındalıklarının artmasını sağlamayı amaçlamışlardır. Bu uygulamada akıllı telefonlar, çöp kutularının kapaklarına takılmış ve kapak açılıp çöp konuldukça fotoğraf çekmiştir. Daha sonra bu fotoğraflar uygulamanın Facebook sayfasında yayınlanmıştır. Bu işlem sonrasında ise araştırmaya katılanlara ait ağaçlar oluşturulmuş ve araştırmaya katılan ailelerin geri dönüşüm başarıları görsel olarak (büyüyen ağaç ve çoğalan altınlar) Facebook sayfasında yayınlanmıştır.

Benzer bir diğer çevre ile ilgili araştırmada ise, kişisel karbon ayak izi yönetim sistemi geliştirmek için çevresel davranış teorileri ikna edici teknolojiye uyarlanmıştır. Lise öğrencilerine yönelik yapılan deneysel çalışmada PECAFOMS (PErsonal CArbon FOotprint Management System) isimli bir uygulama tasarlanmış ve uygulamanın web sitesi oluşturulmuştur. Uygulamanın sitesinde kişilerin toplam karbon ayak izine ve tüm yılın karbon salınımını dengelemek için dikilmesi gereken ağaçların tahmini miktarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Deney sonucunda öğrenciler günlük yaşamda yaptıkları davranışlarla ne kadar karbon ayak izi bıraktıklarını ve bunu azaltmanın yollarını öğrenmişlerdir (Lin, 2016). Benzer bir diğer çalışmada Arroyo, Bonanni ve Selker, lavaboda el yıkama davranışının geliştirilmesi için dört farklı arayüzün (HeatSink, SeeSink, CleanSink ve Waterbot) kullanıldığı sistemler geliştirmişlerdir. Bu sistemlerin farklı olması çalışmaya katılan kişilerin (mutfak malzemesi üreticileri, sağlık çalışanları, restoran çalışanları gibi) farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Musluklara takılan basit aparatlarla akan suyun yoğunluğu, ısısı gibi özelliklerinin ayarlanması sağlanmıştır. Bu aparatlar suyun boşa akmasını önleme amacı da taşımakta ve böylelikle kişiler su tasarrufu yapma noktasında olumlu olarak yönlendirilmektedir. Çalışma sonunda kişilerin su kullanma alışkanlıklarında olumlu yönde bir değişim olduğu görülmüştür.

Etiketler: , , , , , ,